Son zamanlarda katıldığım etkinliklerde ve panellerde adından sıkça bahsedilmekte olan kısaca iot yani internet of things hakkında ki bu yazımda sizlere bu konudan bahsedeceğim.
2008 den bu yana internete erişen nesne sayısı, internete erişen insan nüfusunu geçmiş durumda. Dave Evans | 15 Temmuz, 2011
Internet of things en temel haliyle, nesnelerin internet üzerinde veri alışverişi yapabilmesi ve bu sayede internete bağlı olan diğer tüm cihazlarla iletişim kurarak nesneler ekosistemi içerisinde yaşayabilmesi olarak tanımlayabiliriz. Hızla gelişen teknoloji ve bununla paralel gelişen veri analizleri günümüzde evimizden işyerimize hatta hizmet sektörlerine kadar ilerlemektedir. internet of things kavram olarak ortaya çıkışı, Kevin Ashton un 1999 da, çalıştığı şirket olan P&Gde RFID konusunda yaptığı bir sunuma dayanıyor. Ama bir uygulama olarak internet of things kullanımı ise çok daha eski.
Gerçekleştirilen ilk internet of things uygulaması ise 1991 yılında Cambridge Üniversitesi de bir kahve makinesinin sürekli olarak otomatik fotoğraflanarak makinenin yanına gitmeye gerek kalmadan, ağa bağlı bu bilgisayar üzerinden durumunun kontrol edilmesidir. 128*128 siyah-beyaz olan bu fotoğraf çekim işlemi bir video capture card ile gerçekleştirilmişti ve bu kartın bağlandığı bilgisayar ağa dahil edilmişti.( Her zaman söylediğim ve arkasında durduğum gibi tembel insan dâhidir)
Konu ile alakalı örnekleri biraz daha çoğaltalım; Belli bir lokasyonda çöp toplama işleminin daha efektif olması ve boşa enerji kayıplarını engellemek adına çöp konteynerlerine bağlanabilecek sensörler ve bu sensörlerden gelen verinin(ağırlık,koku vb.) belli noktalarda konumlandırılmış routerlar sayesinde çöp kamyonuna ulaşması, buna göre rotası düzenlenerek daha efektif ve hızlı bir root planı ortaya çıkartılabilmesi sağlanır.
Ayrıca ev için şuanda kullanılmakta olan ısıtma/soğutma sistem kontrolü, buzdolabınızda eksilen ürünün sizin takip etmenize kalmadan sipariş edilmesi çoğaltabileceğimiz örneklerden bir kaçıdır.